Türkiye’de orta ve küçük ölçekli sanayicilere yepyeni bir model geliyor. Organize sanayi Bölgeleri Başkanlığı(OSB) ve Ostim Sanayici ve İş Adamları Derneği (OSİAD9, Üniversite işbirliği ile başlayan proje ile firmalar iş bazında güç birliği oluşturuyorlar. Kültür, turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği'nin iş bazında kollektivizm olması nedeniyle medya desteği vermeyi kararlaştırdığı proje de, firmalara bu konuda düşünsel anlamda öncülük yapan OSİAD ve OSB danışma kurulu başkanı, eski Çankaya Üniversitesi rektörü Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç “ Bu yöntem sanayicilerin var olup ,yok olmalarıyla ilgili. ABD’de başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde uygulanan yöntem, hele dünyanın gelişmiş ülkelerinin artık nano teknolojiye geçtiği küresel rekabette, firmaların ayakta kalmalarını, piyasada etkin olmalarını sağlıyor” dedi.
İlk güç birliğini vagon üretiminde gösteren Ostim’li sanayici ve iş adamları, artık her türlü mal ve hizmetin üretimden satışına kadar her alanda kümelere oluşturarak,bir tür dayanışma ile piyasa içinde rekabet güçlerini arttırıyorlar. 2007 yılında metro ve hızlı tren vagonlarının yapımında sözleşme trenlerim tüm aksamını yabancı kuruluşlarca yapılmasını öngörürken, kendi aralarında küme oluşturan OSTİM’li iş adamları, vagonların üretimin yüzde 50’sini üreterek, Dünyanın nano teknolojiye geçiş yaptığı sanayi ve ticaret de hızlı adım atmanın tek yolunun güç birliğinden geçtiğini öğrenmişler. Bu nedenle nano teknoljiyi kavramak ve geçiş yapmak için Organize Sanayi Bölgesi(OSB) Başkanı Orhan Aydın, Ve yönetim kurulu öncülüğünde, eski Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç düşünsel önderliğinde bir teknoloji üniversitesi kurulması çalışmalarına da başlamışlar.
KÜMELERİN BAŞARISI…
Kümeler ve Nano teknoloji konusuna geleceğin girişimsel örgütlenme ve teknolojik değişim gözüyle bakan OSB Danışma Kurulu Başkanı Prof.Dr. Ziya Burhanettin Güvenç, yaptıkları kümeler örgütlenmesi ve Nano teknolojinin gerekliliği konusunda şu bilgileri veriyor:
“ Kümeler, iş bazında Ostim gibi çok sayıda sanayici ve ticaretçiyi bir araya getiren orta ve küçük sanayi bölgelerinin değişen dünya da ayakta alabilmesi için tek model. Üstelik bu model, dünyanın en büyük sanayi ve ticari pazarı ABD’de dahi uygulanmakta. Obama’ya bu konuda Amerikalı iş adamları rapor verdiler. Amerika’ da uygulanması için strateji belgesi sundular, rapor verdiler. Türkiye iş dünyası dağınık, tek tek çözülmekten başka çareleri yok. Kümelenmenin beraber mücadele etme olduğunu görünce birbirlerine güveni artı. Ostim esnafının örgütlenmesi olan OSİAD yönetimine, 2007 yılında geleceğin örgütlenmesi ve teknolojisi, ve bu teknolojileri yakalayabilmek için yapılması gerekenler konusunda Üniversite de sunum yapmıştım.
‘Bu teknoloji aşmak zorundasın’ dedim. ‘Bağıra bağ geliyor, bizi için lüks değil. 21. Yüzyıl da bunun içinde küme modeli geliştirmek zorundasınız, bu model için mücadele etmek durumundasınız, başka bir model bizi kurtaramaz. Üniversite olarak gerekli bilgiyi veririz, yeter ki talepte bulununuz”’diye konuştum. OSİAD başkanlığı da aynı şeyi yaptı. Tanıştıktan sonra Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Orhan Bey, “ senin bu düşünceni öğrenmeleri için akıl edip,tek tek size gelmesini mi bekleyeceksiniz, yoksa siz mi Ostim’e geleceksiniz?
Kobilerin tek başına ulaşma imkanı yok. Bizim için lüx değil gelecekteki yaşam mücadelesi aslında. “Tek bir yol var” dedim, “başka hiçbir model bizi kurtaramaz”
Benim sunumun farklı bazı şeylere değinerek sürdü. Orhan beyle sempozyum da tanıştıktan sonra onunla konuştum. Değişen teknolojiyi anlattım. Tek tek Kobilerin buna ulaşmasına imkan yok. Teknoloji tufanı bağıra bağıra geliyor. Tek kurtuluş yolu var. 21. Yüzyıl Nuh’un Gemisi…Başka model kurtarmaz. Nuh’un Gemisi ise burada kümeler. “Gelir anlatırız” dedim. 8. yıl boyunca öğrencilere, hocalara sahaya inmesi gerektiğini söyleyerek, hoca ve öğrencilerden gurup kurarak size ihtiyaç duyanlara anlatacaksınız” dedim. Onlara, “Allah zengine fakire yardım etmediği için nasıl hesap soracaksa, bilgiye aç olanlara bilgiyi sunmayan bilgi sahiplerinden de soracak. Onların yanına gideceksiniz” dedim.
O süreçte Üniversitelerin ne kadar faydalı olacağını başkan Orhan Aydın anladı. Diğer üniversiteleri de öğretme sürecine çekmeye çalıştık ama muvaffak olamadık. Bizim için bu hiç de güç değil. Başka hiçbir model bizi kurtaramaz.
Bunları anlattı. 8. Yıl boyunca . O nedenle hem hocalar ve öğrencilerle bilgiye aç olanların ayağına gittik. Siz de katılın diye… Diğer üniversitelerin o arada ayağına gidiyor sizde gelin diye.
NANO TEKNOLOJİ’NİN ÖNEMİ…
Bu günkü Türkiye’de maddeyi işlemek , 10, 50 mikron hassasiyetle yapılabilmekte… Mesela rulman çapı 1 mm hata olsa rulman dönmez. Mikronun binde bir hassasiyetle iş yapma yeteneğine Nano teknoloji denmekte. Ostim’ de bi r atölyeye gittiğimde pense ve tornavida bu hassasiyetle, milimetre, milimetre yarısı, hatta onda biri için kullandığı aletler, bunlardan binde biri değil milyarda biri hassasiyete indiği zaman bu gerçekleşmiyor. Bu tıpkı, Dev goril King kong nasıl avucunun içine alıyor ama sevmesine imkan yoksa kadını, ona benziyor.Okulda ki aletin teknolojisi eskidiği için onun hassasiyetini bu nedenle öğretmen anlayamıyorsa, bunun bir derece önemi yok. Ama sanayici için bu hassasiyet önemli, bir çok şeyi bu nedenle Avrupa’dan alıyor.
O boyuta bir bıçak yaparsanız orada ki hasta hücreyi de alıyorsunuz. İş hukuku alt üst olacak. İş verenleri de… Milimetrenin milyarda biri boyut da. Avusturalya da,ABD’de 20 Nanometreye kadar indiler başparmağınızın parçalayın, tırnağımızın oda biri büyüklükte veri koyuyordunuz metrenin milyar da birine veri koyuyorsunuz. Birde şu önemli bizi hasta eden virüsler var bunların çağı 50 il 100 met nano metre boyutunda. Bir toplu iğne başı nanometre ise, bir oda virüs düşünün. Bunu tutabiliyorsam bu odayı da tutarım.2007 yılında bu nano teknolojiye sahip olanlar hayatımız çizecek iyi niyetli olanlar bizi köle ederler kötü niyetliyseler bizi yok ederler.
Türkiye’deki var olan sanayi sektörünün durumu ortada. Bu işletmelerin bu teknolojiye adaptasyonu ve sürdürülebilmeleri nasıl olacak? Kobilerin durumu ortada. Milimetrenin onda biri yirmide biri hassasiyetle çalışacak. Böylesine bir nokrada büyük işler yaptıklarını düşünüyorlar. Dünya artık bunu bıraktı. Hassasiyeti mikronun altına çekmeye başladı. Adamlara bunu hiç korkmadan dünyaya satıyorlar. Kopyalama şansımız yok. “Bunu öğrenene kadar başkasını piyasaya süreriz” diyorlar. Kümelerden başka alternatif yok bizim için yaşam mücadelesi. Aynı olsa da olur, olmasa da olur diyemeyiz. Teknoloji tufanı geliyor bu nedenle Nuh’un Gemisi bizim bu anlamda kümeler. Kümeleri devlet politikası haline getirmemiz gerekiyor. ABD’de dahi Uluslararası rekabet açısından kümeleri öneriyor.
20 senemiz var. Ayak uyduramayanlar yok olup gidecek. Nao teknolojiye ve bir tür kollketivizm olan kümelere hakim olamayankar ya köle olacaklar,hizmetçi olacaklar ya da tümden yok edilecekler. Amerikan borsasında birleşmeler olacak. Bir kısmı yok olacak, bir kısmı ayakta kalacak. Bu arada bu gelişmeye ayak uyduranlar olacak.”
TÜRKİYE’DE KÜMELENME NE DURUMDA ?
“Örtüştüğümüzü, aynı şeyleri hissettiğimizi görünce altı ay boyunca bu modeli anlattık. Kümeler de üç ana aktör var. Her aktör kendi sorumluğunu yerine getirecek. Üniversiteler olmazsa olmaz. Sanayici olmazsa olmaz. Kamunun finans kuruluşları, yani kamu… Bunlar ana aktörler. Diğerleri, yerel yönetimler. Onlar da burada olmalı. Hizmet sağlayıcılar olarak. Bu bölge için seçilmiş politikacılar, meslek odaları, gelecekte var olmak, tam bir Kurtuluş Savaşı’ndan farkı yok. Ekonomik boyut da gerçek anlamda Kurtuluş Savaşı… Ya yok olacağız ya hizmet eder durumda olacağız ya da kendi tasarımı, kendi teknolojisi, sürümünü de, kendi tasarımını da yapacak. Kümelenmeyle dünya pazarına girme şansınız var”
NASIL İŞLİYOR?
“Vagonlarla ilgili Ulaştırma Bakanlığı’nda yapılan toplantı da iş adamları ve sanayiciler vagonların OSTİM’li iş adamlarının katılımıyla yapılabileceğini savundular ve yüzde 50’sini kendilerinin üretmelerini talep ettiler. Aslında hepsi aynı işi yapıyorlardı ve birinde olmayan özellik, ötekinde mutlaka vardı. Kümeler oluşturdular Demir ile ilgili olanlar bir küme, Alüminyum ile ilgili olanlar başka bir küme… Bazıları yarı mamul maddeler almak için küme oluşturdular. Örneğin tek başına 10 ton demir ve çelik alabilen firmalar bir araya gelip, daha büyük ölçek de OSB güvencesiyle ana üreticiden 1000 ton çelik ve Alüminyum aldılar. İşlenme sürecinde, her küme kendi ihtisas alanında aralarında işbirliği oluşturdular. Üretim de ortaklaşarak çaba harcadılar. Sonuç da başarılı oldular.Bu kümeler bu günde iş bazında hala üretim için bir arada davranıyorlar. Her firma OSB’ye küme içinde ne kadar demir ihtiyacı varsa bildiriyor. Toplam 1000 ton demir en uygun fiyatla alınıyor. O satıcı firma da demir satın alınmış şekilde duruyor. Herkes OSB’ye baştan kullanacağı, talep ettiği miktarı bildirdiğinden satıcı firmaya listeyi veriliyor. Satıcı firmada ki demirden 10 ton bildiren 10 tonunu, 100 ton isteyen ise 100 tonunu alıyor. Sonrasında ise demirin işlenmesinde her firma uzmanlık alanında çalışırken, diğer firmanın da uzmanlık alanından yararlanıyor.Bu şekilde ustalıktan, işçilikten, teknolojik farklılıklardan yararlanabilme ve tasarruf yapablime imkanları doğuyor.”
NAO TEKNOLOJİ NEDİR?
Nanoteknoloji, maddenin atomik moleküler ve supramoleküler seviyede kontrolüdür. Nanoteknolojinin ayrıca bugün moleküler nanoteknoloji olarak bahsedilen en eski ve yaygın tanımı, tam olarak ‘makroölçek ürünlerinin imalatı için atomların ve moleküllerin kontrolünün belirli bir amacı’nı ifade etmektedir. Nanoteknolojinin daha genel tanımı sonradan National Nanotechnology Initiative tarafından yapılmıştır. National Nanotechnology Initiative, nanoteknolijiyi ‘en az bir boyutunun büyüklüğü 1’den 100 nanometreye kadar olan maddenin kontrolu’ olarak tanımlar. Bu tanım şu gerçeği gösteriyor ki; kuantum mekaniği etkileri bu kuantum-alan ölçeğinde önemlidir. Bu yüzden tanım belirli bir teknolojik amaçtan çok, verilen büyüklük sınırının altında oluşan maddenin özel niteliklerini ele alan tüm teknoloji ve araştırma türlerini kapsayan bir araştırma kategorisine dönüştü. Bu yüzden “nanoteknolojileri”nin ve “nanoölçek teknolojileri”nin çoğul formunun ‘ortak özelliği büyüklük olan geniş bir dizi araştırma ve uygulamalar’ı ifade ettiğine sıkça rastlanılır. Potansiyel uygulamaların (endüstriyel ve askeri dahil) çeşitliliği yüzünden devletler nanoteknoloji araştırmaları için milyarlarca dolar yatırım yaptı. National Nanotechnology Initiative dolayısıyla ABD 3.7 milyar dolar yatırım yaptı. Avrupa Birliği 1.2 milyar dolar ve Japonya 750 milyon dolar yatırım yaptı. Nanoteknoloji büyüklükle tanımlandığı için yer bilimi, organik kimya, moleküler biyoloji, yarı iletken fiziği, mikro fabrikasyon gibi bilim alanlarını içerir ve doğal olarak çok geniştir. İlgili araştırma ve uygulamalar da aynı şekilde çeşitlidirler. Atomik olmayan aygıt fiziğinin uzantılarından temelleri moleküler kendinden montaj olan tamamen yeni yaklaşımlara, nanoölçekteki boyutlarıyla yeni materyaller geliştirmekten atomik ölçekteki maddenin direkt kontrolüne kadar çeşitlilik gösterirler.